Sayfalar

buzzboost

14 Ekim 2013 Pazartesi

Tarih nedir


Friedrich Engels: Tarih bütün tanrıçaların aşağı yukarı en acımasızıdır; yalnızca savaşta değil, "barışçı" ekonomik kalkınma dönemlerinde de zafer arabasını arkasında ceset yığınları bırakarak sürer. Biz erkekler ve kadınlar, ne yazık ki, gerçek bir ilerleme için hemen hemen oransız görünen acılar tarafından zorlanmadıkça, cesaretimizi toplamayacak kadar aptalızdır.
 
Hegel: Akli olan gerçektir ve gerçek olan aklidir.
 
Friedrich Nietzsche: Bir görüşün yanlışlığı ona karşı çıkmamız için bir neden değildir. Sorun, onun ne ölçüde hayatı sürdürücü, hayatı koruyucu, türleri koruyucu; hatta türleri geliştirici olduğudur.
 
John Donne: Hiç kimse kendi içinde bütün bir ada değildir; herkes kıtanın bir parçası, karanın bir kısmıdır.
 
İntihar, bireye açık olan tek yetkin özgür eylemdir; başka her eylem şöyle ya da böyle onun topluma üyeliğini işin içine katar.
 
L. Namier: İnsan, siyasal öğreti ve dogmalarla zihninin serbestçe çalışmasını ne kadar az engellerse, düşüncesi için o kadar iyidir.
 
Lytton Strachey: Tarihçinin ilk ihtiyacı bilgisizliktir; basitleştiren ve açıklığa kavuşturan, seçen ve atlayan bilgisizlik.
 
R.G. Collingwood: Bütün tarih düşüncenin tarihidir. Tarih, tarihi üstünde çalıştığı düşüncenin tarihidir.
 
Herbert Spencer: Eğer birinin zihinsel çapını kabaca tahmin etmek isterseniz, bunu en iyi konuşmasındaki genellemelerin kişiliklere oranını gözlemekle yapabilirsiniz. Bireyler hakkındaki basit gerçeklerin yerini, insanların ve şeylerin çok sayıda deneyiminden çıkartılmış gerçekler ne kadar almıştır? Böyle pek çok ölçme yapınca, görürsünüz ki, insan işleri üstüne biyografik bir görüşün üstüne çıkabilenler, şuraya buraya dağılmış birkaç kişiden ibarettir.
 
M. Oakeshott: Tarih, tarihçilerin yaşantısıdır. Tarihçiden başkası onu yapamaz. Tarihi yapmanın tek yolu, onu yazmaktır.
 
Friedrich Nietzsche: Geriye bakmak ve muhasebe yapmak, geçmişin anılarında, tarihi kültürde avuntu aramak, yaşlı insanın işidir ve yaşlılık çağına özgüdür.
 
John Dalberg-Acton: Tarih, bizi yalnız başka zamanların uygunsuz etkisinden değil, kendi zamanımızın uygunsuz etkisinden, çevrenin tiranlığından ve soluk aldığımız havanın basıncından da kurtaran şey olmalıdır.
 
John Dalberg-Acton: İnsanın tarih görüşünde hiçbir şey, bireysel kişilerin esinlediği ilgiden daha büyük yanlışlık ve haksızlığa yol açamaz.
 
H. Butterfield: Tarihi olayların doğasında tarihin akışını hiçbir insanın düşünmediği yönlere saptıran bir şey vardır.
 
Lev Troçki: İnsan bir devrimi ya da bir savaşı önceden kestirebilir; fakat sonbaharda bir yaban ördeği avının sonuçlarını önceden kestirmesi imkansızdır.
 
Lev Tolstoy: Akıldışı olaylara, yani akılcılığını anlamadığımız olaylara bir açıklama olarak kaderciliğe başvurmaya zorlanırız.
 
Bertrand Russell: Şimdi, dünyada genellikle 100 yıl öncekinden daha az özgürlük bulunmaktadır.
 
H. Butterfield: Tarihçi için tek mutlak, değişmedir.
 
Goethe: Dönemler çökerken, bütün eğilimler özneldir; öte yandan yeni bir çağın koşulları olgunlaşırken bütün eğilimler nesneldir.
 
Isaiah Berlin: Başarısızlık, evrensel bir geçerlik iddiasındaki sistemli herhangi bir yöntem ya da ilke uğruna, en iyi iş görecek şeylere karşı koymaktan ileri gelir.

5 Ekim 2013 Cumartesi

AKRABA EVLİLİKLERİ



AKRABA EVLİLİKLERİ

Ülkemizde özürlü birey sayısı ne  kadardır?

Bugün ülkemizde 5.5-6 milyonun üzerinde özürlü bireyin olduğu tahmin edilmektedir. Aileleriyle birlikte düşünüldüğünde yaklaşık

4 Ekim 2013 Cuma

Floresan mı yoksa ampül mü ekonomiktir



Aslında ampullerin çok basit bir ışık sistemi yapısı vardır. Hepimiz biliriz ki üzerinden elektrik akımı geçen bir metal direnç gösterir. Bu direnç karşısında ısınır. Bunu en yakın elektrik sobalarında ve elektrik ocaklarında görebilirsiniz. İşte ampulde bu prensibe göre çalışır. Ampulün içinde bulunan çok ince filaman dediğimiz

Ahmet Hamdi Tanpınar Hayatı



Ahmet Hamdi Tanpınar ( 23.06.1901)- (24.01.1962)

Ahmet Hamdi Tanpınar, 23 Haziran 1901 tarihinde İstanbul'da doğdu.İstanbul'da Ravaz-i Maarif İbtidaisi'nde, Sinop ve Siirt rüşdiyelerinde,

3 Ekim 2013 Perşembe

Akciğer Kanseri Nedir



Akciğer Kanseri Nedir?

Kanserler genellikle ilk ortaya çıktığı dokuya göre adlandırılır. Akciğer kanseri ilk önce akciğerde başlar. Küçük hücreli akciğer kanseri akciğer dokularında kanser (habis, kötü huylu) hücrelerinin bulunduğu bir hastalıktır. Akciğerler göğüs boşluğumuzun büyük kısmını dolduran koni şeklinde, süngerimsi yapıda bir çift organdır.

1 Ekim 2013 Salı

Demokrasi için susma

Demokrasi düzeni zalime hizmet eden bir düzendir.Bu sadece liderler için değil, aynı zamanda hareketler için de böyledir. Batının çıkarlarına zarar vermeyen ne kadar hareket varsa batı tarafından hoşgörü ile karşılanır. Dünyanın her tarafına yayılmalarına ses çıkarılmaz. Onlarla işbirliği yapılır. Müslümanlara model olarak gösterilir. Normal halk tarafından benimsenip desteklenmesi için bütün imkânlar seferber edilir. Böylece batının çıkarlarına zarar veren diğer hareketlerin önleri kesilmeye çalışılır. En kritik kararlar alındığında bu hareketler vasıtası ile halk yığınları kontrol altına almaya çalışılır. Doğrudur, ortamın sıcak psikolojisi içinde 100 bin, hatta daha fazla sayıda hükümet destekçisini alanlarda toplamak mümkün; ne var ki buna asla ihtiyaç duyulmamasını da kuvvetle temennî etmek gerekir. “Milliyetçi Cephe” dönemlerinde toplumun iki zıt ideolojik kampta kutuplaşmasını yaşadık ve bu tecrübenin tekrarlanmasını aklı başında kimse arzu etmez. Başbakan ve hükümeti, Gezi krizini iyi yönetememiş olsa bile hâlâ meşrû zemin üzerinde duruyor ve bu çizgiden kesinlikle ayrılmamak gerekir: Dürüst, açık ve demokratik teamüllere uygun bir seçimle iktidarını sürdüren hükûmet, hâlâ kendisini destekleyen kitlelerin açık ara üstünlüğünü biliyor ama bu üstünlüğü karşılıklı mitingleşme, gösterilere mukabil gösterilerle cevap verme imkânını kullanmamalıdır.....

Ahiret



Ahiret nedir, kaç türlüdür?

Genel anlamda, dünyadan sonraki yaşantı, dünya hayatından sonraki hayat anlamında kullanılır. Ahir isminden türemiştir. Ahir sonrası, sonu manasına gelir...

Bir diğer manada her şeyin sonu ahiri olmasıdır.

1-     İnsan bedeninin sonu yani ahiri  (ahireti değil)   topraktır.

2-     Ruhların sonu ise  Ahirettir .yani sonraki alem (dinde ahiretten kasıtta budur).

Ölüm ötesi yaşantı.

Peki bu  ahiret alemi yaşantısı dünyadaki  bütün insanlar ölüp bittikten sonra, dünyanın  kıyameti  koptuktan sonra  gidilecek  bir  alemmidir?.

Alternatör nedir



Alternatör

1998 Model bir Toyota Corolla'nın alternatörüAlternatör mekanik enerjiyi alternatif akıma çeviren elektromekanik bir aygıttır. Çoğu alternatör bu işi yapmak için dönen bir manyetik alan kullanır. Aslında çoğu alternatif akım jenaratörü alternatör olarak adlandırılabilir fakat genelde hareketini içten yanmalı motorların sağladığı alternatif akım üreteçlerine bu isim verilir.


 Çalışma Prensibi  [değiştir]Alternatörler doğru akım üreteçleriyle aynı mantıkla çalışırlar. Bir iletkenin etrafındaki manyetik alan değişince iletkende bir akım oluşur. Modern tipik bir alternatörde rotor denilen mıknatıslar demir cevherine sarılmış olan stator denilen sabit iletken sargıların etrafında dönerler. Mekanik enerjinin rotorları döndermesiyle iletkenler etrafındaki manyetik alan değişir ve elektrik akımı üretilmiş olur.

30 Eylül 2013 Pazartesi

Birlikten Kuvvet Dogar



Birlikten Kuvvet Dogar

bu, insanları "yalnız" olmamaya şartlandıran, beraberliği öğütleyen "barışçıl" bir atasözü, ayrıca "el ele verirsek bu vatanı cennet yaparıs" niyetli de bir söylemdir. tek kişinin yapamayacağı bir işi, pek kişinin çok bi rahat yapabileceğini de anlatmak ister böylece, akıllarda yer etmeli "taşı kaldıramıyorum, kayayı dewüremiyorum" diye kendini yemeyip, derhal birlik olmaya çalışılmalıdır...

BİRLİK BERABERLİK

Çağdaş Medeniyetler düzeyine çıkmanın, hatta geçme yolunun ancak ve ancak bilgiden, ilimden ve fenden geçtiği gerçeği ile, yeni bölümlerin, Vadimize konuşlanması, kurulması bizim için çok ciddi bir seferberliktir.
Siyasilerimiz, Millet Vekillerimiz, Belediye Başkanlarımız, Parti Başkanlarımız, Sivil Toplum Örgütlerimiz, Esnaf Odalarımız, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere İlçe ve Köy Derneklerimiz hep birlikte iş başına!.
Suşehri ve Suşehri'li de, geçtiğimiz bu zaman diliminde, çekilmiş nüfusa panzehir mi denir, alternatif mi denir, ilaç olan Üniversitenin anlam ve önemini kavramış, bir üniversite şehri olma yönünde, her geçen gün, daha da mükemmele doğru gitmiştir. Üniversite Şehri olma onuruna ve gururuna fazlasıyla layıktır geç bile kalmıştır. Milletvekilimiz Sayın Selami Uzun'un Üniversite hususundaki özel girişimi de başka bir takdir konumuzdur. Üniversitenin çok ciddi bir alt yapısı olan ve bu uğurda eksikliği hissedilen Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtları için müteşebbislerimize vaziyetten vazife doğmuş ve var güçleri ile adeta yarışırcasına gayret göstermişler ve göstermektedirler. Kabası bitmiş, bir türlü tamamlanamayan, çirkinlik abidesi, oteli satın alarak modern öğrenci yurduna çevirme gayretleri olan Emektar ve Duayen Hemşehrilerimiz Neşet Yıldız'ı, İsmail Karabiber'i, İrfan Göz'ü, İdris Kaya'yı, Alim Araçoğlu'nu, Muzaffer Gökdağ'ı ve Hasan Ekinci'yi kutlamadan geçemeyeceğiz. Modern öğrenci yurdu ve diğerleri çok kısa zamanda Vadimize ve İnsanımıza yakışır nezihlikte ve güzellikte hayata geçecektir.
Suşehri'nin Coğrafyası ve Jeopolitiği, geleceğin eyaleti Suşehri'ni, istese de istemese de yukarılara layık olduğu yükseklere çıkarma işaretleri ile doludur. Bizlere, bu kuşağa düşen vazife, biraz daha kırmaşmak, Mete Hanın dediği gibi titreyip kendine gelmek, nerede ve niye var? varlık gayesini bilmek, uyuşukluğu ve uyumayı, hele hele ayakta uymayı mezara saklamak, ilgilenmek, bilgilenmek ve Suşehri tabiri ile çulun bir pöçüğünden tutmaktır. Diyoruz ki; Suşehri Güzeldir, Güzel Şeylere ve Güzelliklere layıktır. Bu Güzellikler de bizler tarafından bizlerin gayreti ile, bizlerin eli ile gelecektir. Şu da bilinmeli ki hiç kimse güzel olan şeyini eskise dahi çöpe bile atmaz. Yatan Milletin ayağa kalkmış devleti olamayacağı gibi uyuşuk Suşehri'lilerin de Ümran ve Bayındır Suşehri'leri olamaz.
Bu Yüksek Okulların Sivas'ın Vadi ilçeleri olan Suşehri, Akıncılar, Gölova ve Koyulhisar'a kaydırılarak Vadimizde konuşlanması hususunda Suşehri'liler adına elimizden gelen tüm gayretin, tüm desteğin, coşku ve heyecanın eksilmeden verileceğini ve verilmesi gerekliliğini, halkın müşterek sesi gazeteniz BİZİM VADİ olarak teklif, talep ve taahhüt ediyoruz.
Yiğitler neye talip iseler bahaları, bedelleri ve değerleri odur. Hiç de zor değil yeter ki ne yapılması gerekliliği ve önemi zihinlerde yer etsin. Vahit Bozatlı abimizin zihnine yer eden Cumhuriyet Üniversitemiz hayat bulmuş, gelişmiş, büyümüş şu anda koca bir çınar gibi, dal ve budakları ile yöreyi kavramış, nice genç dimağlar yetiştirmiş ilim, irfan, hayat ve can fışkırmaya devam etmektedir. Ve tekrar diyoruz "Başkalarının ne ettikleri değil biz güç birliği yaparsak neler neler başarabiliriz" o önemli.




PROTEİNLER



PROTEİNLER

            Proteinlerde de karbonhidratlarda olduğu gibi karbon, hidrojen ve oksijen bulunur, fakat proteinlerde karakteristik olarak azot ve bazen de kükürt vardır. Protein hücre yapısının temel organik maddesidir. Proteinsiz yaşam olamaz. Virüslerden başlayarak, en küçük canlıdan insana kadar her canlı için yapısal ve yaşamsal önem taşır. Yaşamla ilgili her

GİRİŞİMCİLİK NEDİR? TÜRKİYE'NİN GİRİŞİMCİLİK PERFORMANSI



 Girişimci kelimesi bir şeyi yapmaya başlayan kişi anlamına gelmekte olup, girişmek fiilinden türemiştir. Tarihsel olarak baktığımızda girişimci diye Türkçe'ye çevrilen "entrepreneur" Fransızca kelime entreprendre'den gelmektedir ve anlamı bir şey yapmaktır.
            Girişimci, risk alarak yenilik veya geliştirme yapan kişidir. Diğer bir deyişle, girişimci fırsatları gözleyen ve onları bulduğunda her tür riski alarak fikrini

Ağ nedir?



1.Ağ nedir?
2.Bilgisayar ağları neden geliştirilir?
3.Bir ağın bileşenleri nelerdir.
Amaçlar:
1.Bilgisayar ağlarının gerekliliğinin açıklanması.
2.Ağların öneminin ve neden gerekli olduğunun kavratılması.
3.Ağları meydana getiren elemanların  ve ağda paylaşılan işlerin önemi,ekonomik yönden avantajlarının açıklanması.

23 Eylül 2013 Pazartesi

Beşiktaş baltayı taşa vurdu...

Öncelikle şunu demeliyim: Daha olaylar olduktan 5 dakika geçmeden her türlü komployu okudum sosyal medyada Bu memleketçe içinde bulunduğumuz ruh hâli iyi değil. Dakika 70. civarı başlayan kavga neydi, ilk sahaya dalışı kim gerçekleştirdi, tribün grupları ne dedi bilinmeden bir taraf hükûmeti suçladı, Bir tarafta TEKBİR bir tarafta HERYER TAKSİM HERYER DİRENiŞ sonu ne olur bu işin ya sahaya girilir ya kavga edilir. Sonuç olarak güzelim maça yaşanan olaylar damgasını vuracak. Bir tarafta Süper Lig'deki ilk 4 maçını, iyi futbolla kazanmış ve kazandığı 4 maçta da rakibine oyun imkanı ve üstünlük imkanı vermemiş Beşiktaş diyer tarafta sezona iyi başlamış devamında kötüye gidiş içinde olan Galatasaray 60 -70 bin kişilik taraftar faktörünü ekleyince ibre Beşiktaş'tan yana gibi görünüyordu. Galatasaray, çok tecrübeli bir teknik adama ve futbolculara sahip olan bir takım.Ama bir türlü işler yolunda gitmiyoru Antalya beraberliğinden sonra Real Madrit farklı yenilmesinin sonucu Galatasara yı kurtaracak maç derbiydi macın başlarında gelen Almeida golu planları bozmuş ve bir karamsarlık takıma sarmıştı ki tecrübeli teknik adam Fatih Terim sazı eline alıp oyuncularına motive ve destek olmuştu. İkinci yarıda hızlı başlayan GS en az Fatih terim kadar tecrübeli olan Drogba 60 dk eşitliği sağlayip bu bu maçta bende varım dedi.Beşiktaş yediği golu etkisini üstünde daha atamadan 72. gene Drogba file leri topla buluşturdu.Artık Beşiktaşın işi zordu öne gecmesine rağmen mağlubiyetle karşı karşıyadı.Bu dakkadan sonra taraftarlar arasında çıkan düşünce farklılıkları olayların oluşmasına zemin hazırladı, tabi hakem Fırat Aydunusun da olayların oluşmasında katkı sağladığını söyleye biliriz. Bu macın bu şekle gelmesin hem ülke futboluna hemde seyir zevkine vurulan bir baltadır...

19 Eylül 2013 Perşembe

blogla para kazanmak

Merhaba değerli blog sahipleri, blogunuz var ve blogunuzdan para mı kazanmak istiyorsunuz? 
Bu yazımda bloglarınız ile nasıl para kazanabilirsiniz, para kazanma yöntemleri nelerdir bunlardan bahsedeceğim.
Blog üzerinden çeşitli para kazanma yöntemleri mevcuttur. Blog üzerinde para kazanma yöntemleri yatırım gerektirmez.  Kendi bloğunuza
koyacağınız reklamların tıklanması sonucu para kazanabilirsiniz.

Bloglara şuan en çok reklam veren Aşağıda yazdığım iki firma dır
Limitiniz Google adsense de 100$ tamamlandığınada..
 üye  olduğunuzda vermiş olduğunuz adrese hesap bilgileriniz ve adresiniz teyit etmek adına bir pin gönderilir bu pinle giriş yapıldıktan sonra üyeliğiniz resmileşir ve birikmiş olduğunuz parayi KDV si kesilmiş bir şekilde hesabınıza yollaya bilirsiniz.
Adhood ta için ise aşağıda verdiğim linkten üye olmak için yayıncılar için başlaya tıklanır üye değilim tıklanır  gerekli blömler doldurulur ve üyeliğiniz onaylandıktan sonra reklam kodlarınızı siteye ekleye bilirsiniz burda  ise 50 tl limiti var ve aynı google adsense gibi ondanda KDV kesintisi yapılarak ödeme yapılıyor

Google:

Şuan reklam konusunda google bünyesinde ADSENSE ile tıklama başı para kazanabiliyorsunuz.Biraz açıklamak gerekirse önce bir Gmail hesabınız olmalı ve bu hesap üzerinde adsense üye olurur .Daha sonra üyeliğiniz kabul gördüğü taktirde bloğunuza reklam yerleştirmek için reklam kodları  size gönderilir.Bloğunuzda görülen reklamlar tıklama başı hesaplanır

Adhood:
Google adsense gibi çalışan bir firma Burdada reklam tıklama üzerine kurulmuş bir sistem var burada dikkat edilmesi gereken husus
Para istemeden önce tıklamaları incelemeniz ve sahte tıklamalarınızı silmeniz gerekmektedir yoksa kazandıgınız parayı alamazsınız. Sahte tıklama olarak mesela 3 reklamınız olsun aynı kişi 3 reklama arka arkaya basarsa sahte tıklamadır bu 2 tanesini silmeniz gerekmektedir.