AKRABA EVLİLİKLERİ
Ülkemizde özürlü birey sayısı
ne kadardır?
Bugün ülkemizde 5.5-6
milyonun üzerinde özürlü bireyin olduğu tahmin edilmektedir. Aileleriyle
birlikte düşünüldüğünde yaklaşık
20 milyon vatandaşımızı ilgilendirmektedir.
Bunları bedensel, zihinsel ve sosyal
özürlülük olarak sınıflayabiliriz. Bu özürlülükleri engelleyebilmek için
nedenleri ortaya koymak gerekir.
Özürlülüğün nedenleri
nelerdir?
Genel olarak nedenler,
1.Doğumsal olanlar
2.Çevresel olanlar (annenin sağlık problemleri, rahime
ait nedenler, plasenta-eşe ait nedenler, doğumsal nedenler, bebeğin oksijensiz
kalması, gebelik döneminde zararlı ilaç ve kimyasal) diye iki ana grupta toplanabilir.
Özürlülüğün engellenmesi için
neler yapılabilir?
Bu özürlülükleri,
1.Korucu hekimlik
uygulamaları
2.Yüksek riskli gebeliklerde
gebelik aşamasında incelemeler yapmak
3.Gebelikte bilinçli bakım ve
uygun koşullarda doğum yaptırarak önemli ölçüde azaltılabilir.
Ülkemizde akraba evliliklerinin durumu
Ülkemizin kültürel ve
sosyo-ekonomik koşulları da özel problemleri de beraberinde getirmektedir.
Bilindiği gibi ülkemiz akraba evliliklerinin yoğun olduğu ülkelerdendir. Teyze,
amca, hala-dayı çocukları arasındaki evlilikler I. kuzen (yeğen) evlilikler,
kardeş torunları arasındaki evlilikler ise II. kuzen evlilikler olarak
tanımlanmaktdır. Türkiyede ise yapılan her beş evlilikten birinde eşler
akrabadır (%21.7) ve bunların %70’i I.
kuzenler arasında gerçekleşmektedir.
Genetik hastalıklarda akraba evliliklerinin
rolü nedir?
Ancak akraba evlilikleri bazı
tıbbi sakıncaları da beraber getirmekte ve bazı genetik hastalıkların görülme
riski artmaktadır. Ülkemizde doğumsal olan hastalıkların önemli bir bölümünü
ise otozomal resesif dediğimiz gizli geçen hastalıklar oluşturmaktadır.
Akraba evliliği yapmış
ailelerde özürlü çocuk olma olasılığı ne kadardır?
Genel olarak doğan her 100 çocuktan 2’sinde herhangi bir nedene bağlı olarak
doğuştan bir anomali saptanırken akraba evliliğinden doğan çocuklarda bu risk
yaklaşık iki kat oranda artmaktadır ki bu oran genetik hastalıklar için oldukça
artmış bir risktir. Genel olarak bu risk I. kuzen evliliklerinde II. kuzen
evliliklerine göre daha yüksektir.
Bu genetik hastalıklar nasıl
ortaya çıkar?
Irsi olarak geçen bu hastalıklar
“gen” adı verilen kalıtım maddesindeki değişimler (mutasyon) sonucu ortaya
çıkmaktdır. Bu değişimlerin bazıları kendini göstererek hastalığa neden
olabilir bazıları ise “gizli-çekinik” olarak sonraki kuşaklara geçerler. Her
insan hiç bir hastalık belirtisi göstermeksizin bu bozuk genleri taşıyabilir ve
kuşaklar boyu sağlıklı çocuklarına aktarabilir. Hasta bir çocuğu yada yakını
olmayan kişilerde bu taşıyıcığı saptamak çoğu kez mümkün değildir. Çocukta ise
çekinik geçen hastalığın ortaya çıkması için hem annenin hem babanın kendileri
sağlıklı olmalarına karşın aynı hastalığa neden olan bozuk geni taşımları
gerekir. Bu olasılık tüm evliliklerde olmakla birlikte aynı atadan gelenlerde
daha yüksektir. Bu kişiler bozuk geni taşımalarına rağmen sağlıklı oldukları
için yakın akrabaları ile evlenmelerinde sakınca olmadığı düşünülebilir. Çoğu
zaman da akraba eviliği yapmış olan sağlıklı eşlerin aynı bozuk geni taşıdığı,
genetik yönden hasta bir çocuğu olduğunda ortaya çıkmaktadır. Böyle bir durumda
bundan sonra sonra doğacak her çocuk için hasta olma riski, kaçıncı çocuk
olursa olsun çok yüksektir.
Bu genetik hastalıkların
belirtileri nelerdir? Tedavi edilebilir mi?
Ciddi bir toplum sorunu olarak
karşımıza çıkan bu kalıtsal (ırsi) hastalıklar, kimilerinde sadece fiziksel
kusur, kimilerinde ise zihinsel etkilenme olmakta bazen de hem zihinsel hem de
fiziksel etkilenme olmaktadır. Ancak bu hastaların çoğuna sağlanılan sosyal
destek ve tıbbi rehabilitasyon sınırlı olmaktadır. Ve bu tedaviler de güç ve
pahalıdır. Bu nedenle bu tip çocuğa
sahip ailenin çektiği sıkıntı da düşünülürse bu tür hastalıklara daha duyarlı
olmamız gereği ortaya çıkmaktdır. Bu tür geçiş gösteren hastalıklarda amaç
tedavi değil bu hastalıkları önleyebilmektir.
Akraba evliliğinde daha sık
görülen genetik hastalıklar önlenebilir mi?
Burada en önemli önlem bu tür
evliliklerin riskleri konusunda toplumu bilgilendirmektir. Akraba evliliği
yapmış olanlarda gözlenen bu artmış riski önemli ölçüde azaltmak da mümkün
değildir. Çünkü bu kalıtsal hastalıkların sayıları oldukça fazladır. Bu rakamın
tahmini olarak 10.000 civarında olduğu söylenebilir. Bu kadar çeşitlilik
gösteren ve kişide kendini göstermeyen bu hastalıklarda “taşıyıcılar” sınırlı
sayıda hastalık için tetkik yapılabilmektedir. Bu nedenle akraba evliliği
yapmış olan bireylerin gebelikten önce bu sınırlı sayıda hastalıklar
araştırılmalı ve gebelik olunca da genetik hastalıkların teşhisinde deneyimli
tıp merkezleri tarafından gebeliklerin
takibi yapılmalıdır. Akraba evliliğinden kaynaklanan hastalığa sahip çocuğu
olan aileler ise yeni bebek düşünmeden önce “Genetik Hastalıklar Tanı
Merkezlerine” başvurmalıdırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder